12 Ocak 2013 Cumartesi

Sınav Yolculuğuna Başla ve Düşünmeden Yürü




  •         Ders çalışacağım ama birisi üzerime tonlarca yük yüklemiş gibi, kımıldayamıyorum.
  •              Sanki birileri elimden kalemimi defterimi alıyor.
  •             Televizyonun karşısında otururken bir bakmışım zaman akıp gitmiş.
  •       Üf ya! Konular çok birikti. Neresinden başlayacağım bilemiyorum.

     Sana bir soru: Sen tembel misin?
              
      Cevabın evet ise Yukarıdaki serzenişler tam senlik.  Zevkine düşkün olmalısın. Çay kahve, arkasından kola, ne istersin söyle?  Valla iyi olur dediğini duyar gibiyim. Sen aslında çok çalışan bir öğrenciden daha iradelisin. Sadece bu iradeni çalışmama konusunda gösteriyorsun.  Aslında sana çok yazık. Neden mi?
Ders çalışmayı düşünmek, ders çalışmaktan daha yorucu çünkü. Ayrıca sana kötü bir haberim var. Hani sen rahatına çok düşkünsün ya. Yerinden kalkamayacak kadar rahat.  Sıcağı görmüş miskin bir kedi gibi mayışık.

       Bu rahatlığın ileride son bulacak, üzgünüm.  Çalışmadığın için başarılı olmayacaksın. Üniversiteye gidemeyeceksin. Üniversiteye gidemedin için,  rahat bir iş bulma şansın olmayacak. Belki de beden işçisi olacaksın. Küçümsemek haddim değil ama bağa bahçeye toprak çapalamaya gideceksin. Ya da bir tamir atölyesinde motor yağlarıyla kararacaksın. Ya da bir ev kızı olarak seçilmeyi bekleyeceksin. Belki bunları da yapmayacak,  sadece gezeceksin. Kafeteryalara takılacaksın   Anne ve babanın baskısıyla çok az bir ücret karşılığı çok basit ama ağır bir işte çalışmak zorunda kalacaksın. Okul arkadaşlarınla karşılaştığında onları görmezlikten geleceksin. Onlar da seni görmezlikten gelecekler zaten. Ne istediğin kızı alabileceksin ne de istediğine varabileceksin. Artık şansına ne çıkarsa.  Belki de hayatın boyunca kıt kanaat geçinmek zorunda kalacaksın. Çocuklarının isteklerini yerine getiremeyeceksin. Dramatize etmeyi hiç sevmem ama çocuğunun istediği bir çikolatayı alamayacaksın. Sana asıl koyan da bu olacak. Hep başkalarına imrenerek bakacaksın.
Farz edelim ki ileride  çok zengin oldun. Pek olmaz ama.  Eğitim almadığın için,  içinde bir ukde olacak.  Her gördüğün üniversite öğrencisinde kendini hayal edeceksin. Gereksiz bir komplekse kapılacaksın.  Ama maalesef gerçek hayatta, oyunlar aynen böyle oynanıyor.

     Şimdi soruyorum. Böyle bir hayat ister misin?Hayır mı? Eğer hayır diyorsan aşağıdaki söyleyeceklerim tam senlik.
  
     Şimdi yerinden kalkıp dersin başına oturdun. Özveriyle büyük bir azimle çalıştın. Çalışmanın karşılığını fazlasıyla aldın. Yılmadın üşenmedin,  neticesinde güzel bir üniversitenin güzel bir bölümünü kazandın. Çevrendeki bakışlar değişiverdi. Senin de onlara bakışın değişti. Tabi başkası için kolay şey değil, İstanbul üniversitesi bilgisayar Mühendisliğini kazanmak.  Okulun bittiğinde güzel bir şirkette dolgun bir maaşla işe başladın diyelim. Muhtemelen kendini de geliştirdiğinde öyle olacak. Mesleğini sen seçtin, evleneceğin insanı da sen seçeceksin. Seçtiğin için en iyisi olsun isteyeceksin. Öyle de olacak. Çocuğunun isteğini yerine getirmekte zorlanmayacaksın. Evin, araban, tatilin hepsi olacak.
Ben de isterim dediğini duyabiliyorum.İster misin?
…………..


     Şimdi sana bir itirafta bulunmanın zamanı geldi. Gerçekten de ders çalışmak zor iş. Eğlenmek dururken kitaba, deftere gömülmek, test yaprakları arasında kaybolmak gerçekten iğrenç. Şunu açıkça söylemeliyim ki, ders çalışmayı seviyorum diyen insan sayısı çok azdır. Ama işte o kişiler işin sırrını keşfetmişlerdir. Başarı,  onlar için çocuk oyuncağıdır.
                      
    Peki, bu kişiler ne yapmışlardır da dersi sever hale gelmişlerdir. Gözlemlerim neticesinde onlar, dersleri bir amaç olarak görmediklerini fark ettim. Dersi, hedefe giden yolda sadece bir araç olarak gördüklerini hissettim. Ders, İstanbul'a gitmek için binilen bir arabadır. Yolculuk sıkıcı olabilir. Sonuçta zenginlik varsa çekilir. Bu sır kaşifleri, ders çalışınca, birçok mükafatı peşin peşin alıyor, aldıkça gaza geliyorlar. Gaza geldikçe de daha hırslı bir şekilde konulara asılıyorlar. Onlar için ders çalışmak bir maratonda koşmak gibidir. Koşmak, maraton koşusu. Ne kadar zorlu bir süreç.  Çekilebilir bir tarafı yok yani. Öyle mi?
Bu maratonda arkada kalmak üzücü. Önde olmaya ne dersin. Gurur verici değil mi? İpi ilk göğüslemek, herkes tarafından alkışlanmak ne hoş değil mi?  Bir sonraki koşu için favori gösterilmek, “  Yeşim, kesin birinci olur” dedirtmek çok hoş değil mi?


Sınavlara Hazırlanmak Blog
Kaynak: Yazık Sınav Canavarı Olmuşsun!

0 yorum:

Yorum Gönder