Bilinen bir deney vardır. Benzer örneklerini
bilirsin. Sana, bizzat gördüğüm bu deneyden bahsetmek istiyorum. Çok sevgili
dostum, bir gün deney yapmaya karar verir.
Pazardan bütün özellikleri birbirine
yakın iki elma alır. Görünüşü, ağırlığı, rengi aynı bu iki elmayı iki eşit
kavanozun içine koyar. İkisinin de ağzını sıkıca kapatır. Her gün bu kavanozların
başına gelip birine iyilikle ilgili, diğerine kötülükle ilgili sözler söyler.
Şanslı elmaya“ Canım elmam sen çok güzelsin. Dünyanın en güzel elması sensin.
Sen bir tanesin” der. Diğer kavanozdaki elmaya da tam tersi sözler nasip olur.
“Sen çok iğrenç bir elmasın. Sen lanet olası bir meyvesin, kahrolasın,
mahvolasın” gibi. Neticesinde bir gün evine ziyarete gittiğimde, yaptığı
deneyden bahsetti ve elmaları gösterdi. Fark görüp görmediğimi sordu.
Burada sözlerin gücü açıkça ispat edilmiş
oluyordu. Peki, bu olumlu sözler nerde işimize yarayacak?Sana bir sır vermek istiyorum. Çevresindeki
insanların “Bu çocuk başarır, üniversiteyi kazanır” dediği kişiler kesinlikle
başarılı olmuşlardır.
Somutlaştıralım; Bu dediğimi yaptığında başarının katlanarak arttığını göreceksin Her gün;
- Annenden, babandan, komşundan, teyzenden, dedenden çok düzenli, çalışkan olduğuna dair şeyler söylemesini iste. Mümkün olduğu kadar.
- Arkadaşlarından sana her gün “ sen başarırsın ” demelerini rica et. Hangi konuda olursa olsun öğretmeninin sana övücü sözcükler söylemesini iste.
- Her sabah hiç tanımadığın insanlara( cinsiyet açısından sıkıntı doğurabilir, dikkat etmelisin) selam ver.
- Arada bir denemelerde başarılı olan arkadaşlarını kutla.
- Hiç yapmıyorsan babana işlerinin nasıl gittiğini sor. Annene; onu çok sevdiğin söyle, sarıl.
- Arada bir, hiç tanımadığın bir çocuğa şeker al.
İçinden, başarıyı artırmakla bunların
alakası ne, dediğini duyar gibiyim. Bunu
yaparsam millet enayi der. Diye düşünmüş olabilirsin. Hemen söyleyeyim.Şekli bozulan elmayı hatırladın mı? Kötü
bakışlar ve sözler altında delik deşik olmuştu. Bir de iyi elmamız vardı. Şu
sıfır kilometre gibi görünen. Neden capcanlı duruyordu. İyi bakışlar altında,
iyi sözler duyduğu için tabi.
Soruyorum sana, iyi bir sözle,
bakışla bir elma daha güzel
oluyorsa, Sen neden olmayasın. Başarılı
olduğuna ve olacağına dair söz duyarak neden daha başarılı olmayasın. Dene
göreceksin.
Söylediğimi yap başarının arttığını,
ders çalışmayı sevmeye başladığını, daha mutlu olduğunu göreceksin. Mutlu insan’ın zihni daha duru olur. Gülücükle baktın, gülücük aldın. İyilik
yaptın, teşekkür aldın. Tebrik ettin tebessümle, mahcubiyetle “inşallah sen de
olursun” cevabını aldın. Yani olumlu birçok mesajı ve güzel bakışı üzerinde
topladın. Daha da somutlaştırayım. Çevrendeki insanların güzel bakış ve
düşünceleri seni çok mutlu etti. Yani ders çalışmaya, başarmaya kanalize oldun.
Motive oldun. Anladın mı? Anlamadım diyorsan
diyorsan, bu önerim çöpe gidecek
demektir. Senin adına üzgünüm
Ataların bir sözü vardır. “Bir insana kırk gün deli de, deli olur”. Bir
deneyle bunu görebilirsin. Ertesi gün okula gittiğinde bir arkadaşını yem seç.
Diğer birçok arkadaşından senin gibi davranmalarını iste. Ciddi olmalarını
söyle. Farklı zaman ve mekânlarda “ Ya! İbrahim sen hasta mısın? Bu gün rengin
çok soluk görünüyor “deyin. Ciddiyetten hiç taviz vermeden bunu değişik
arkadaşlarınızla destekleyin. Sonra da arkadaşınızın nasıl hastalanmaya
başladığını gözlerinizle izleyin. Demek istediğim, olumsuz sözler her zaman
olumsuz etki yapar. Bir adam eğer serseri olmuş ise. Toplumun olumsuz bakışlar
altında düzelmesi imkânsızdır. O nedenle kesinlikle çevreden gelecek olumsuz
mesaj ve bakışları üzerine çekmemeye özen göster. Bu küçük ayrıntıların
sonuçları çok büyük olur. Başarının sırrı da bu ayrıntılarda gizli.
Sanırım bakışın gücünü, en keskin örneği verip, konuyu sana bir daha anlatsam iyi olacak.
Olumsuz bakışlar bazen daha da
tehlikeli olabilir. Bizler nazara inanan insanlarız. Bir bakışın bazen çok daha
tehlikeli olabileceğini biliriz. Çevremizde çok olmuştur. Köyün, her mahallenin
bir nazarcı şahsiyeti vardır. Büyük şahsiyet, korkulacak göz… Onlardan herkes
korkar. Bir gün üniversitedeyken İhsan Kurt adında bir hocamız anlatmıştı. Olay
şöyle gelişmiş.
“ Konya’ nın bir köyünde öğretmenlik
yapıyoruz. Herkes kendi arasında bir adamdan bahsediyor. Adına Aslan Dayı
diyorlar. Aslan dayı kimdir diye sorduğumuzda o çok meşhurdur. Baktı mı
devirir, deyip, uyarmayı da ihmal etmiyorlar. Bir gün arkadaşımla köy
sokaklarında gezinirken Aslan Dayı ile karşılaştık. Tabi merakımız çok. Biraz
sohbetten sonra konuya girdik.
- Dayı sen baktın mı devirirmişsin.
- Dayı sen baktın mı devirirmişsin.
Aslan dayı bıyıklarının altından
yalancı bir tebessüm attı.
-
- Yok, be yiğenim. Yok, öyle bir şey. Bunu da nereden çıkardınız?
- Yok, be yiğenim. Yok, öyle bir şey. Bunu da nereden çıkardınız?
Biz ısrar edince Aslan dayı dayanamadı. Hemen yanımızdan bir kız çocuğu, ineklerini çeşmeye götürüyordu. Hayvanların susamış olduğu her hallerinden belliydi.
- - Aslan
dayı hadi devir dedik.
Tabi biz olacakları bilmediğimiz için
zavallı kızın inekleri hakkında bedavadan tasarrufta bulunuyoruz. Bilseydik
öyle olacağını yapar mıydık hiç. Aslan dayı kendisine çok güvendiği için
ekledi;
- Hangisini devireyim?
- Hangisini devireyim?
Bizim şaşkınlığımız bir kat daha
artmıştı. Adam devirmeyi de aşmış, açık hedef istiyordu. Arkadaşımla ben, kendi
aramızda en iri olan bir inekte karar kıldık.
Aslan dayı ineğe öyle bir bakış attı ki; O ne kötü bir bakıştı
öyle. İneği bırak biz bile korktuk. Allah sizi inandırsın, kocaman inek olduğu
yere aniden devriliverdi. Tabi çok geçmeden de çırpınarak öldü. Arkadaşım ve
ben, şaşkınlık içinde korkulu gözlerle birbirimize baktık. O köyden tayinimiz
çıkıp da gidene kadar Aslan dayı ile karşılaşmamak için, köşe kapmaca oynadık.
Bu gerçek hikâyede olduğu gibi, durup dururken olumsuz bakışların ve
sözlerin istilasına uğrayarak kendimizi kötü hissetmeyelim. Bazen hepimize
olur. Nedenini bilmediğimiz bir sıkıntı çöker. Ya da ortada bir sorun yoktur
gergin ve mutsuz hissederiz kendimizi. Ya da donuk hissederiz. İşte bu
psikolojik durumların çoğu dış kaynaklıdır. Bazen bilmediğimiz bakışlar, sözler
bizi vurmuş olabilir.
Lütfen olumsuz bakışları ve sözleri
oluşturacak davranışlardan kaçın. Yolda tartışan iki insan görsen, birbirlerine
hakaret ettiğini duysan mutsuz olursun. Sınıfında bir arkadaşın suratını asıp dursa
gülemezsin. Farkında olmadan ciddileşirsin.
Kendi kendine olumlu, olumsuz
mesajlar verme konusu da oldukça önemlidir. Sonraki bölümlerde işleyeceğiz...
Sınavlara Hazırlanmak Blog
Kaynak: Yazık Sınav Canavarı Olmuşsun!
0 yorum:
Yorum Gönder